Cumhuriyet Enver Aysever'i neden kapının önüne koydu?

Cumhuriyet Enver Aysever'i neden kapının önüne koydu?
Editör: admin
30 Mart 2021 - 11:14

Zehir muhalefet medyasına nasıl sıçradı?

Sevgili sırdaşlarım, yoldaşlarım.
Bazen yazılarımı okurken, amiyane tabirle bana gıcık olduğunuzu tahmin ediyorum.
Aslında tahminden daha ötesi…
Bana yazıyorsunuz…
Yahu Keskin, habire ha muhalefet medyasına vuruyorsun, yandaş mı oldun, diyorsunuz.
Birkaç dosttan da bu eleştirileri işittim.

Bugüne kadar yanıt vermedim.
Çünkü ülkede eleştirilecek şey çok.
Hangi birini seçsem bilemiyorum.
Ama…
Kendini muhalif diye pazarlayan…
Gazeteciliğin kitabını yazdığını iddia eden…
Bu maske altında türlü dalavereler çeviren kitle hep asıl hedefim oldu.
Çünkü bence mesleğe en büyük zararı veren bunlar.
Kaleyi içten çökertenler…

Defalarca, bu mütevazı köşemde uyardım.
Muhalifmiş ayağına yatan ama bildiğiniz- ifademi mazur görün- malı götüren tip çok dedim.
Her gün ahlak satan tipler, en büyük zararı veriyor dedim…
Sonra skandallar patlamaya başladı.
Bunlardan biri de Enver Aysever skandalı oldu.
Merak etmeyin bu konuyu, bir sonraki başlıkta, farklı bir noktadan iredeleyeceğim.

Neyse, diyeceksiniz ki, amma da uzattın Keskin, ‘ben demiştim’ demek için ne çok vaktimizi çaldın yahu!

Kusuruma bakmayın.
Ama gazeteci Mustafa Hoş’un açıklamalarını görünce, birkaç gün üzerinde düşündüm.
Sonra da oturdum klavyemin başına.
Peki Hoş ne dedi?

Malum, Bab-ı Ali TV isminde bir YouTube kanalı kuruldu.
NTV’den yıllar önce kovulan Mustafa Hoş da burada program yapıyordu.
Ancak kanal- aslen maddi olarak- yoluna devam edemedi.
Kapandı.
Mustafa Hoş da açıklama yaptı…
Bu açıklaması medya düzenimizle ilgili aslında çok şey anlatıyordu:

‘Zor bir gün benim için. Çünkü @babialitv’nin yayınına son veriyoruz. Çok emek verdik, çok uğraştık ama yolun sonu geldi. Amacımız partileşen medya ortamında ana akım medya yolunda bir tuğla döşemekti. İktidarın zehirlediği bir medya var. Bu zehir muhalafete de sıçramış durumda. Herkes kendi yandaşını yaratmaya çalışıyor. Gerçek yerine herkes kendi kurgusunun manipülasyonunu istiyor. Bağımsız kalmanın bedeli ağır. Bu yüzden babıali tv bağımsız kalmak için yayınına son veriyor.’

Bir süredir söylüyorum…
Özellikle Halk TV bu yandaşlık yarışında bayrağı devraldı.
Muhalefet medyası yalan haberde herkesi geçti.
Özlem Gürses gibi troller kıymete bindi.

Peki bunu kim fonluyor?
Ekrem İmamoğlu ve basın danışmanı Murat Ongun...

Resmen İBB parasıyla, İmamoğlu’na bağlı bir MUHALİF OLDUĞUNU İDDİA EDEN TROLL EKİP oluşturuldu.

CEPLERİ YÜKLÜ PARALARLA DOLDURULUYOR.

HÜKÜMETE VURUN DA NASIL VURURSANIZ VURUN, deniliyor.
Bu nedenle de etkili muhalefet etmek yerine komik hallere düşülüyor.

Oturun bir düşünün…
Bu şirazesi kaymışlık kime hizmet ediyor?

Cumhuriyet Aysever’i neden kapının önüne koydu?

Yukarıda bahsettiğim meseleye en iyi örnek, belki de patlak veren Enver Aysever skandalı oldu.
Cumhuiyet yazarı Aysever’in neredeyse onlarca CHP’li belediyeden türlü kalem altında, yüklü ücretler aldığı ortaya çıktı.

Aysever kendimi savunacağım derken iyice battı…
Gazeteciler mal varlığını açıklasın dedi…
Meslektaşları da Twitter’da bin zincir başlatarak, aslında emekleriyle, nasıl komik rakamlara çalıştıklarını ortaya koydu.

Kimi 16 yaşında bir aracım var dedi…
Kimi sadece borcum…

Ha bunları okuyup utanan oldu mu?
Hiç sanmam…
Çünkü çürümüş medya düzenini her hafta yazan bir insan olarak hep söyledim:
Bir grup emekçi sistemi ayakta tutuyor, diğerleri bal tutan parmaklarını yalıyor.

Aysever skandalında can acıtıcı olan, yıllardır muhalif olduğunu iddia eden medya içerisinde bu işlerin hiç konuşulmaması…
Üstüne de hep ‘yandaşlar bu işi yapar’ kanısının yaygın olmasıydı.
Muhalif olmanın bile bir maske olduğunu, asıl meselenin para, güç, çıkar olduğunu herkes Aysever sayesinde gördü.
Kendisine müteşekkirim…

Neyse bu skandalın patlamasından sonra Cumhuriyet gazetesi, önemli bir adım attı.
Ve Aysever’le yollarını ayırdı.

Cumhuriyet yayın yönetmeni Aykut Küçükkaya buna gerekçe olarak Aysever'in isminin 'tartışma konusu olduğunu' söyledi.

Ben size bunun daha ötesini açıklayayım:

Cumhuriyet gazetesi çalışanları resmen üç kuruşa çalışıyor!
Öyle komik maaşlar alıyorlar ki, emekçiler, duysanız ağlarsınız…
Aysever’in CHP’li belediyelerden aldığı para, bir ayda toplam tüm Cumhuriyet’in maaşını öder,
İDDİALIYIM!

İŞTE TÜM TEPKİ BUNA.
ENVER AYSEVER’E BU KADAR PARA YATIRAN MUHALEFET…
BİR GAZETENİN TÜM MAAŞLARINI ÖDEYECEK KADAR PARA AKITAN CHP…
Neden bu desteği, emekçilere vermiyor?

İşte zurnanın zırt dediği ve kokuşmuşluğun başladığı yer budur.
Sorulacak soru da çoktur.
Merak etmeyin bu işin peşini bırakmayacağım.

Fulin Arıkan TRT’ye neden veda etti?

Bundan 5 gün önce, ülkemizin amiral medya sitesi Medyaradar’da bir haber yayınlandı:

‘TRT'nin ekran yüzlerinden olan ünlü spiker kurumla olan ayrılığını sosyal medyadan duyurdu. Uzun yıllardır TRT'de başarılı sunumlarıyla seyirci tarafından beğeniyle izlenen isimlerden olan Fulin Arıkan, kurumdan ayrıldığını açıkladı. Son olarak TRT Haber'de 'Hayat Tadında' isimli programı sunan Fulin Arıkan, Instagram hesabından yaptığı paylaşımında "Türkiye Radyo Televizyon Kurumu ile bugün itibariyle aktif bağım sona erdi. Gönül bağım ise hep sürecek.’

Kurumla ilgili sıradan bir yol ayrılığı gibi olayın altında aslında başka şeyler olduğu kulağıma geldi.

TRT’de yıllardır çalışan Arıkan’ın başını aslında İstanbul belediye seçimlerinin tekrarı sırasında gerçekleşen bir yayın yemiş!

Arıkan’ın konuğu olan bir isme sorduğu soru, TRT kariyerine mal olmuş.

Arıkan, İstanbul'da seçim tekrarının tartışıldığı yayında, ‘seçmen neden yeniden sandığa gidecek'  sorusunu konuğuna yöneltmiş. Konuğu ise 'YSK'nın verdiği kararla oyların çalındığı ortaya çıktı' deyince yılların deneyimli spikeri araya girerek 'YSK'nın kararında bu yok ki' ifadesini kullanmış. 

Konuksa yayın çıkışı ’TRT’de birileri yürek yemiş’ deyivermiş…
Sonrası malum…
Arıkan önce TRT’dekilerin sürgün yeri olan bazı kurumlara gönderilmek istenmmiş.
Bir süre ekrana çıkamamış.
Sonra da ayrılmış.

Öylesine tıklayıp geçtiğiniz, her gün gördüğünüz haberlerin altında ne mağduriyetler var değil mi?

Utanması olmayanlar dünyasına 'Karar'lı giriş

Size fıkra gibi bir haber vereyim. Aslında fıkra da değil. İşin doğrusu, ne diyeceğimi, nasıl tarif edeceğimi de pek bilemedim. İsmet Berkan Karar Gazetesi'ne transfer olmuş!!!!

Normal şartlar altında insan içine çıkamayacak gazeteciliği şüpheli bile sayılmayacak, taammüden meslek katili olan kişlerdendir kendisi...

Utanması olmayanlar dünyasına "Karar"lı bir giriş daha yapmış.

Deri ceketli eldivenli yarı çıplak halde sağa sola çişini yapan rezil güruh pek bir mutlu olmuştur artık bu transferden...

Hayırlara vesile olsun İsmet Bey!

Yalanınız bol olsun!!!

KESKİN KALEM
[email protected]


YORUMLAR

  • 0 Yorum