Tunus Cumhurbaşkanı'nın son hamlesi: Polis, Yüksek Yargı Konseyi'nin kapısına kilit vurdu
Kuzey Afrika ülkesi Tunus'ta gücü elinde toplayan Cumhurbaşkanı Kays Said’in feshetme açıklaması yaptığı Yüksek Yargı Konseyi'nin polis tarafından ablukaya alınmasıyla çalışmalarına son verildi.
Editör: admin
08 Şubat 2022 - 01:19
2011 Arap isyanları döneminden demokrasi olarak çıkan tek Arap ülkesi addedilen Tunus'ta yazdan beri tüm gücü elinde toplamaya başlayan Cumhurbaşkanı Kays Said’den tartışmalı bir hamle daha geldi.
Temmuz 2021'de olağanüstü kararlar ilan ederek meclis çalışmalarını dondurup milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıran, Eylül 2021’de yetkilerini genişleterek yürütmeyi kendine bağlayan Cumhurbaşkanı Said’in son hedefi, en üst düzey yargı denetim kurumu Yüksek Yargı Konseyi oldu.
Said’in feshetme kararı alacağını duyurduğu Yüksek Yargı Konseyi (CSM) bugün polis tarafından ablukaya alınarak giriş çıkışlara kapatıldı.
CSM Başkanı Yusuf Buzahir, idari personel ve konsey üyeleri dahil olmak üzere binaya girişlerin emniyet güçleri tarafından engellediğini belirtti.
Buzahir, son gelişmeyi 'yasadışı' diye niteleyerek “Bu emri kimin verdiğini bilmiyoruz, ama yasal temelinin olmadığını biliyoruz" dedi. CSM Başkanı, "Konsey'in feshedilmesi, yürütmenin yargı dahil tüm devlet kurumlarını güç kullanarak ele geçirmesi aşamasına girildiğinin göstergesi" yorumunu yaparak 'hak ve özgürlüklerin tehdit altında olduğu' uyarısında bulundu.
Buzahir, CSM'nin faaliyetlerine devam edeceğini dile getirdi.
Meclis Başkanlığı, Demokratik Akim, Tekettül ve Cumhuriyet partileri, Onur Koalisyonu, Demokrasi için Tunuslular Koalisyonu'ndan yapılan açıklamalarda CSM'nin kapatılması reddedildi.
Said ise dün yaptığı açıklamada CSM'yi 'yolsuzlukla ve İslamcı parti en Nahda'nın iktidarda olduğu 2013'te öldürülen Şükrü Beleyid, Muhammed Brahimi gibi solcu-laik muhalefet liderlerine düzenlenen suikastlarla ilgili soruşturma süreçlerini ertelemekle' suçladı. Cumhurbaşkanı, "Konsey tarihe karıştığını bilsin. Konsey mevkilerin satıldığı yer haline geldi. Yargıçlar sadakate göre atanıyor. Onların ait oldukları yer şimdi oturdukları yer değil, sanıkların durduğu yerdir" dedi.
CSM ise cumhurbaşkanının konseyi feshetmek için gerekli yasal ve anayasal yetkiye sahip olmadığını söyledi.
2016 yılında kurulan, 45 sulh hakiminden oluşan, yargıçları atama yetkisine sahip olan CSM'nin üyelerinin üçte ikisini meclis atıyor, atananlar da kalan üyeleri belirliyor.
Said'in destekçileri, Arap isyanları dönemini başlatan halk ayaklanmasını müteakip yolsuz siyasi partilerin kötü yönetimiyle geçen 10 yıldan sonra, cumhurbaşkanının gücü elinde toplamasının gerekli olduğunu iddia ediyor.
Said'in muhalifleri ise 'darbecilikle' suçladıkları cumhurbaşkanının 'ülkeyi otokrasiye geri giden tehlikeli bir yola soktuğunu' öne sürüyor.
Ancak 2011 yılında otokratik lider Zeynel Abidin Bin Ali'yi deviren halk protestolarının başlamasında olduğu gibi ekonomi, yolsuzluk, eşitsizlik, adaletsizlik Tunus'un başlıca sorunları olmaya devam ediyor.
Temmuz 2021'de olağanüstü kararlar ilan ederek meclis çalışmalarını dondurup milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıran, Eylül 2021’de yetkilerini genişleterek yürütmeyi kendine bağlayan Cumhurbaşkanı Said’in son hedefi, en üst düzey yargı denetim kurumu Yüksek Yargı Konseyi oldu.
Said’in feshetme kararı alacağını duyurduğu Yüksek Yargı Konseyi (CSM) bugün polis tarafından ablukaya alınarak giriş çıkışlara kapatıldı.
CSM Başkanı Yusuf Buzahir, idari personel ve konsey üyeleri dahil olmak üzere binaya girişlerin emniyet güçleri tarafından engellediğini belirtti.
'Tüm devlet kurumlarının güç kullanılarak ele geçirilmesi'
Buzahir, son gelişmeyi 'yasadışı' diye niteleyerek “Bu emri kimin verdiğini bilmiyoruz, ama yasal temelinin olmadığını biliyoruz" dedi. CSM Başkanı, "Konsey'in feshedilmesi, yürütmenin yargı dahil tüm devlet kurumlarını güç kullanarak ele geçirmesi aşamasına girildiğinin göstergesi" yorumunu yaparak 'hak ve özgürlüklerin tehdit altında olduğu' uyarısında bulundu.
Buzahir, CSM'nin faaliyetlerine devam edeceğini dile getirdi.
Meclis Başkanlığı, Demokratik Akim, Tekettül ve Cumhuriyet partileri, Onur Koalisyonu, Demokrasi için Tunuslular Koalisyonu'ndan yapılan açıklamalarda CSM'nin kapatılması reddedildi.
'Solcu-laik suikastları soruşturulmadı'
Said ise dün yaptığı açıklamada CSM'yi 'yolsuzlukla ve İslamcı parti en Nahda'nın iktidarda olduğu 2013'te öldürülen Şükrü Beleyid, Muhammed Brahimi gibi solcu-laik muhalefet liderlerine düzenlenen suikastlarla ilgili soruşturma süreçlerini ertelemekle' suçladı. Cumhurbaşkanı, "Konsey tarihe karıştığını bilsin. Konsey mevkilerin satıldığı yer haline geldi. Yargıçlar sadakate göre atanıyor. Onların ait oldukları yer şimdi oturdukları yer değil, sanıkların durduğu yerdir" dedi.
CSM ise cumhurbaşkanının konseyi feshetmek için gerekli yasal ve anayasal yetkiye sahip olmadığını söyledi.
2016 yılında kurulan, 45 sulh hakiminden oluşan, yargıçları atama yetkisine sahip olan CSM'nin üyelerinin üçte ikisini meclis atıyor, atananlar da kalan üyeleri belirliyor.
Halk ayaklanmasından beri ne değişti, ne değişmedi?
Said'in destekçileri, Arap isyanları dönemini başlatan halk ayaklanmasını müteakip yolsuz siyasi partilerin kötü yönetimiyle geçen 10 yıldan sonra, cumhurbaşkanının gücü elinde toplamasının gerekli olduğunu iddia ediyor.
Said'in muhalifleri ise 'darbecilikle' suçladıkları cumhurbaşkanının 'ülkeyi otokrasiye geri giden tehlikeli bir yola soktuğunu' öne sürüyor.
Ancak 2011 yılında otokratik lider Zeynel Abidin Bin Ali'yi deviren halk protestolarının başlamasında olduğu gibi ekonomi, yolsuzluk, eşitsizlik, adaletsizlik Tunus'un başlıca sorunları olmaya devam ediyor.
YORUMLAR